İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU REHBERİ 2019/III. ÇEYREK

1.KAMU ALACAKLARINA UYGULANAN Gecikme Zammı 2019/temmuz ayında %2,5; 2019/Ekim itibariyle ise %2 olarak DÜZENLENDİ

28/06/2019 Tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile 01/07/2019 tarihi itibariyle amme alacağının dönemi içerisinde ödenmemesi halinde uygulanan gecikme zammı oranı her ay için ayrı ayrı uygulanmak üzere %2,5 olarak belirlenmiştir.

Daha sonra 02/10/2019 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile gecikme zammı oranı, 2 Ekim 2019 tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı uygulanmak üzere %2 olarak belirlenmiştir.

Buna göre kamu alacaklarında son 5 yılda uygulanan gecikme zammına ilişkin değişim tablosu şöyledir;

KARAR NO

UYGULAMA TARİHİ

UYGULAMA DÖNEMİ

%

2010/965 Sayılı B.K.K.

19/10/2010 Tarihinden İtibaren

Her Ay için

1,40%

62 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı

05/09/2018 Tarihinden İtibaren

Her Ay için

2 %

1266 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı

01/07/2019 Tarihinden İtibaren

Her Ay için

2,5 %

1592 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı

02/10/2019 Tarihinden İtibaren

Her Ay için

2 %

 

2.2019 YILI İKİNCİ YARISINDA GEÇERLİ OLACAK KIDEM TAZMİNATI TAVAN TUTARI 6.379,86 TÜRK LİRASI OLDU.

01.07.2019- 31.12.2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere işçilere ödenecek kıdem tazminatının tavanı, memur maaş katsayılarının değişmesine bağlı olarak 6.379,86 TL olmuştur.

3.SOSYAL GÜVENLİK KURUMU YURTDIŞI BORÇLANMA ORANI ARTTIRILDI, SİGORTALILIK STATÜSÜ DEĞİŞTİRİLDİ.

7186 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 19 Temmuz 2019 Tarihli mükerrer Resmî Gazetede yayınlanarak yurtdışı borçlanmasıyla ilgili önemli değişiklikler yapılmıştır.

1 Ağustos 2019 tarihinden geçerli olmak üzere, yurt dışı borçlanma talebinde bulunanların yurtdışı borçlanma primi tutarları prime esas kazancın %32’si iken %45 olarak uygulanacaktır.

Borçlanılacak sürelerin sigortalılık statüsü, Türkiye’deki sigortalılık statüsü dikkate alınmaksızın 4/b kapsamında kabul edilecektir.

4.YARGITAY İÇTİHADI BİRLEŞTİRME KARARI: “Belirli Süreli olarak yapılmış ancak objektif şartları taşımadığı için belirsiz süreli olarak kabul edilen iş sözleşmesinde kararlaştırılan “süreden önce haksız feshe bağlı cezai şart” hükmü, belirlenen süre ile sınırlı olarak geçerlidir.” 

18 Temmuz 2019 tarihli Resmî Gazetede, Yargıtay 9 ve 22.Hukuk Daireleri arasında görüş birliği sağlayan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 08/03/2019 Tarihli ve E: 2017/10, K: 2019/1 Sayılı Kararı yayınlanmıştır.

Karara göre; belirli süreli olarak yapılmış ancak objektif şartları taşımadığı için belirsiz süreli olarak kabul edilen iş sözleşmesinde kararlaştırılan “süreden önce haksız feshe bağlı cezai şart” hükmü, belirlenen süreli ile sınırlı olarak geçerli olacaktır.

Belirli süreli iş sözleşmesinin objektif koşullar bulunmadığı takdirde belirsiz süreli iş sözleşmesine dönüşeceği kabul edilmektedir.

İçtihadı birleştirmenin konusu olan husus ise bu şekilde belirsiz süreli iş sözleşmesi hâline gelen sözleşmede kararlaştırılan süresinden önce haksız feshe bağlı cezai şartın geçerli olup olmayacağıdır.

Cezai şartın geçersiz olduğu görüşünde olan Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin kabul ettiği temel görüş, belirli süreli olarak yapılan ancak objektif neden içermeyen sözleşmenin belirsiz süreli sayılacağı ve süre şartı gerçekleşmediğinden cezanın da söz konusu olmayacağıdır.

Cezai şartın geçerli olduğu görüşünde olan Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin kabul ettiği temel görüş ise iş sözleşmesinin süresine ilişkin taraf iradelerinin hükümsüz olmasının sözleşmenin belli bir süre içinde haksız feshini engellemeye yönelik kararlaştırılan cezai şarta ilişkin hükmün geçerliliğini etkilememesi gerektiğidir. Özetle, belirli süreli iş sözleşmesinde objektif şartların bulunmaması nedeniyle sözleşmenin belirsiz hâle gelmesinin iş sözleşmesinde öngörülen cezai şartın geçersizliği sonucunu doğurmayacağıdır.

Her iki dairenin görüşleri değerlendirilerek Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun vermiş olduğu kararda yer alan bazı önemli hususlar şöyledir;

  • İş hukukunda cezai şart, en yaygın şekilde belirli süreli iş sözleşmeleri ile asgari süreli sözleşmelerde öngörülmektedir. Asgari süreli sözleşmelerde, taraflarca belirlenen asgari süreden önce sözleşmenin taraflarca haksız şekilde feshedilmesini engellemek amaçlanmaktadır.
  • Belirli süreli iş sözleşmesi objektif koşulları taşımadığı için belirsiz süreli kabul edilmekte ise de bu durum sadece sözleşmenin niteliğine ilişkindir. İş sözleşmesi belirsiz süreli olarak kabul edilse de bu durumun sözleşmede yer alan cezai şarta ilişkin düzenlemenin geçersizliğine sebebiyet verip vermeyeceği hususu ayrıca değerlendirilmelidir.
  • İş sözleşmesi belirsiz süreli iş sözleşmesi niteliğinde kabul edilse de taraf iradelerine üstünlük tanınmalı ve “süreden önce haksız feshe bağlı cezai şart” hükmünün, kararlaştırılan süre için geçerliliğini koruduğu kabul edilmelidir.
  • İşçi ve işverenin belirli süreli iş sözleşmesinde belirledikleri süre boyunca haklı neden olmaksızın sözleşmenin feshedilmemesini garanti altına almak amacıyla sözleşmede öngördükleri cezai şart hükmü, sözleşmenin, belirli süreli iş sözleşmesinin objektif koşulları taşımadığından belirsiz süreli iş sözleşmesi olarak kabul edilmesi hâlinde, kararlaştırılmış olan süre ile sınırlı olmak üzere geçerliliğini koruyacaktır.
  • Hâl böyle olunca belirli süreli olarak yapılmış ancak objektif şartları taşımadığı için belirsiz süreli olarak kabul edilen iş sözleşmesinde kararlaştırılan “süreden önce haksız feshe bağlı cezai şart” hükmünün, kararlaştırılmış olan süre ile sınırlı olmak üzere geçerli olacaktır.

5.KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KURULUNDAN HATIRLATMA: VERBİS'E KAYIT SÜRELERİ

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun 16’ıcı maddesine göre, kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişiler, veri işlemeye başlamadan önce kısa adı VERBİS olan Veri Sorumluları Sicil Bilgi Sistemine kaydolmak zorundadır. Kişisel Verileri Koruma Kurulu, VERBİS kayıt yükümlülükleri hakkında hatırlatma yaparak kayıt için veri sorumlularına verilmiş olan süreleri aşağıdaki gibi ilan edilmiştir. 

VERBİS’e başvuru, kayıt, bilgi girişi ve sorgulama işlemleri Kurum internet sayfası olan www.kvkk.gov.tr adresindeki VERBİS modülü veya e-Devlet (www.turkiye.gov.tr) platformu üzerinden gerçekleştirilmektedir.

Kayıt esnasında veri sorumlularına rehberlik etmek amacıyla Kurum tarafından “Sorularla VERBİS” dokümanı ve “Veri Sorumluları Sicil Bilgi Sistemi Kılavuzu” hazırlanmış olup Kurum internet sayfasında “Yayınlar” bölümünde veri sorumlularının istifadesine sunulmuştur.

Ayrıca, VERBİS ile ilgili konularda karşılaşılabilecek problemlerin giderilmesi ve aydınlatıcı bilgi verilmesi amacıyla KVKK Bilgi Danışma Merkezi (ALO 198), hafta içi her gün mesai saatlerinde aranabilecektir.

Bu açıklamalar çerçevesinde; Veri Sorumluları Siciline kayıtla yükümlü olan veri sorumlularının 6698 sayılı Kanunun 18 inci maddesi gereği herhangi bir yaptırımla karşılaşmamaları için VERBİS’e kayıt ve bildirim yükümlülüklerini, son günlere bırakmadan süresi içerisinde yerine getirmeleri hususu önem arz etmektedir.

6.CARİ AY PRİM ÖDEMELERİNİN YAPILANDIRMA TAKSİTLERİNE SAYILMASI

04/09/2019 tarihi itibariyle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından Cari Ay Prim Ödemelerinin Yapılandırma Taksitlerine Sayılması hakkında genel yazı yayınlanmıştır.

18/05/2018 tarihinde yürürlüğe giren 7143 sayılı Yapılandırma Kanunu uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumu alacaklarının yeniden yapılandırılması hükme bağlanmıştır. Yapılandırma hükümlerince; yapılandırmaya ilişkin ilk iki taksitin süresinde ve tam ödenmemesi halinde yapılandırmanın bozulacağı belirtilmiştir.

İlk iki taksitin ödenmesi halinde ise kalan taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti (peşin ödeme seçeneğinin tercih edilmesi hâlinde ilk taksiti) izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammıyla birlikte ödenmesi şartıyla yapılandırma devam etmektedir.

İlk iki taksitin süresinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde yapılandırma hakkı kaybedilmektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumu Genel Müdürlüğünce aktarılan bilgilere göre, SGK borçlarını 7143 sayılı kanun kapsamında yapılandıran işverenlerin değişik nedenlerden dolayı yapılandırma taksitlerini aksattığı veya yapılandırmalarını bozduğu anlaşılmıştır.

Bu işverenlerin yapılandırmalarının devamı için talep etmeleri halinde aynı veya farklı ünitelerde işlem gören işyerleri için ödemiş oldukları 2018 Nisan ayı ve sonrası cari ay prim ödemelerinin, dönem veya taksit sayısı gözetilmeksizin ödenmeyen veya eksik ödenen yapılandırma taksitlerine mahsup edilerek işlem yapılması SGK tarafından uygun görülmüştür.

Buna göre, aktarılacak cari ay primleri nedeniyle,

  1. Cari ay primlerinden dolayı yapılandırmanın bozma koşuluna girmesi durumunda işverenlerce zor durum belgesi verilecek,
  2. Cari ay primlerinin yapılandırma taksitlerine aktarılması halinde; bu aylarda yararlanılan teşvikler ile cari ay primlerinin aktarma yapıldığı yılda yeni tescil edilmiş işyerleri için asgari ücret desteklerinin de iptal edileceği işverenlere bildirilecektir. 

7.SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNDAN AÇIKLAMA: KISA VADELİ SİGORTA KOLLARININ SONLANDIRILMASI 

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 14’üncü maddesi ile; kısa vadeli sigorta kolları (iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortası) bakımından sigortalılığın hangi hallerde sonlandırılacağını düzenlemiştir. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumuna gelen bildirimler ışığında, kısa vadeli sigorta kolları uygulamalarında bazı hatalı işlemlerin yapıldığı ve üniteler arasında uygulama birlikteliğinin bulunmadığı anlaşılmıştır.

Söz konusu duruma istinaden, 31/07/2019 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından genel yazı yayınlanmış olup, bahsi geçen uyuşmazlıkların giderilmesi amaçlanmaktadır. Böylece kısa vadeli sigorta kolları açısında sigortalılığın hangi hallerde sonlandırılacağına yönelik açıklamalar yapılmıştır.

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğine 14’üncü maddesi hükümlerine göre;

4(a) kapsamındaki sigortalılar için aylık prim ve hizmet belgesi verilmemesi veya tutukluluk ve gözaltı hali, yol izni ve diğer ücretsiz izinler, devamsızlık, puantaj, kısmi istihdam, yarım çalışma, fesih tarihinde çalışmama ve diğer nedenlerle aylık prim ve hizmet belgesinde gün ve kazanç bildiriminde bulunulmaması halinde en son primin ilişkin olduğu tarih itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Ancak ilgili kanununda belirtilen ücretsiz izin halinde ise iznin sona erdiği tarih itibarıyla sigortalılığı durdurulur.

Buna göre, aylık prim ve hizmet belgesinde;

4-gözaltına alınma, 5-tutukluluk, 6-kısmi istihdam, 7-puantaj kayıtları, 14-diğer,  15-devamsızlık,  16-fesih tarihinde çalışmamış,  20-ücretsiz yol izni,  21-diğer ücretsiz izin, 23-yarım çalışma,  24-yarım çalışma ve diğer nedenler, eksik gün nedeni olarak bildirilen ve bu aylarda gün ve kazanç bildirilmeyen sigortalılar için en son prim bildirilen gün itibariyle sigortalılığın sona ermiş sayılacağı belirtilmiştir.

Bunların dışında kalan eksik gün nedenleri ile hiç gün ve kazanç bildirilmemesi halinde ise sigortalılık niteliği devam edecektir.

Sigortalının istirahatli olduğu aylarda aylık prim ve hizmet belgesinin verilmiş olması şartıyla sigortalılık niteliği devam edecektir. Ancak, istirahatin başladığı tarihten önceki ayda aylık prim ve hizmet bildirgesinin hiç verilmemesi veya Yönetmelikte geçen eksik gün nedenleri ile gün ve kazanç bildirilmemesi halinde en son primin bildirildiği gün itibariyle sigortalılık sona erecektir.

Örnek-1: Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında özel sektör işyerinde çalışmakta olan sigortalı için Ocak/2019 ayında 30 gün prim bildirilmiş ve Şubat/2019 ayında “21-diğer ücretsiz izin” eksik gün nedeni ile gün ve kazanç bildirilmemiştir. Sigortalı adına 01/03/2019  tarihinde  başlayan  istirahat  raporu  düzenlenmiştir. Buna göre, ücretsiz izin gerekçesi ile Şubat ayında hiç gün ve kazanç bildirilmediğinden Ocak ayının sonu itibariyle sigortalılığın sona erdiği kabul edilecektir. Dolayısıyla 01/03/2019 tarihinde başlayan istirahat raporuna geçici iş göremezlik ödeneği ödenmeyecektir.

Örnek-2: Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında özel sektör işyerinde çalışmakta olan sigortalı adına Ocak/2019 ayı için 30 gün prim bildirilmiş, 15/02/2019 tarihinde başlayan 10 günlük ve 04/03/2019 tarihinde başlayan 20 günlük hastalık vaka türünden istirahat raporu düzenlenmiştir. Şubat ve Mart ayları için “12-birden fazla” eksik gün nedeni seçimi ile gün ve kazanç bildirilmemiştir. Bu durumda, sigortalılık niteliği Şubat ve Mart aylarında devam ettiğinden her iki rapora da geçici iş göremezlik ödeneği ödenecektir.

Örnek-3: Sigortalı adına Ocak/2019 ayı için 30 gün prim bildirilmiş, Şubat/2019 ayında ise aylık prim ve hizmet belgesi verilmemiştir. Daha sonra 07/03/2019 tarihinde başlayan 10 günlük istirahat raporu düzenlenmiş, Mart ayı için hiç prim bildirilmemiştir. Şubat ayında aylık prim ve hizmet belgesi verilmemesi nedeni ile Ocak ayının sonu itibariyle sigortalılığın sona erdiği kabul edilecek ve 07/03/2019 tarihinde başlayan istirahat raporu için geçici iş göremezlik ödeneği ödenmeyecektir.

Örnek-4: Sigortalı adına Ocak/2019 ayı için 30 gün prim bildirilmiş, Şubat/2019 ayında ise aylık prim ve hizmet belgesi verilmemiştir. Daha sonra 18/03/2019 tarihinde başlayan 10 günlük istirahat raporu düzenlenmiş ve Mart ayı için 6 gün prim bildirilmiştir. Buna göre, Mart ayında prim bildirildiğinden sigortalılık niteliği devam edecek ve söz konusu rapor için geçici iş göremezlik ödeneği ödenecektir. 

8.SOSYAL GÜVENLİK KURUMU İŞ KAZASI İNCELEMELERİNDE DEĞİŞİKLİK 

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 2019/20 Sayılı Genelgesiyle kısa vadeli sigorta kollarından iş kazasının incelenmesi ve geçici iş göremezlik ödeneği ödenmesi hususunda değişiklikler yapılmıştır.

İş Kazalarının İncelenmesi: Bir olayın iş kazası olup olmadığının tespiti, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından belirlenen usullere göre incelenip tespit edilmektedir. Öncelikle olaya ilişkin evraklar Kısa Vadeli Sigorta Servislerince incelenmekte olup eğer bu birim tarafından tespit yapılamaması halinde SGK İş Kazası Tespit Komisyonunca inceleme yapılmaktadır.

Komisyon tarafından da olayın iş kazası olduğuna ya da olmadığına karar verilememesi halinde herhangi bir şart aranmadan dosya, belgeleri ve gerekçeleri ile soruşturulmak üzere denetime sevk edilmektedir.

2019/20 Sayılı Genelge ile yapılan düzenleme ile bir olayın daha kısa sürede çözümlenmesi amacıyla ölümlü olmayan vakalarda sosyal güvenlik denetmenleri, ölümle sonuçlanan vakalarda ise SGK müfettişleri inceleme yapacaktır.

Geçici İş Göremezlik Ödeneklerinin Ödenebilmesi İçin Çalışılmadığına Dair Bildirim Girişi Yapılması: 4(a) kapsamında hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan sigortalılara, iş göremezlik ödeneklerinin ödenebilmesi için işverenlerince istirahat süresince işyerinde çalışılmadığına dair bildirimin yapılması gerekmektedir.

Bildirim süresinin geçmiş olması ancak herhangi bir yöntemle bildirim yapılmamış olması durumunda ise gerekli müstahaklık şartlarının varlığı halinde, sigortalı adına 30 gün veya istirahat süresi ile uyumlu olmayacak şekilde fazla prim ödeme gün sayısı bildirilmesi durumu hariç olmak üzere geçici iş göremezlik ödenekleri ödenecektir.

9.MYK MESLEKİ YETERLİLİK BELGESİ ZORUNLULUĞUNA 26 MESLEK DAHA İLAVE EDİLDİ

Mesleki Yeterlilik Kurumu Mesleki Yeterlilik Belgesi Zorunluluğu Getirilen Mesleklere İlişkin Tebliğ 3 Ekim 2019 tarihli ve 30907 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Söz konusu tebliğ ile MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi zorunluluğu getirilen meslek sayısı 117’den 143’ye çıkmıştır.

3 Ekim 2019 tarihli ve 30907 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan beşinci tebliğ ile 26 meslekte daha MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi Zorunluluğu getirilmiştir. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2019/1 sıra numaralı tebliğinde yer alan 26 meslekte MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi olmayan kişiler Tebliğin yayım tarihinden itibaren on iki ay sonra (3.10.2020 tarihinden sonra) çalıştırılamayacaktır.

Tebliğde yer alan meslekler:

Sıra No

Ulusal Yeterlilik Kodu

Yeterlilik Adı

Seviyesi

1

11UY0004-5

AĞIR VASITA TECRÜBE SÜRÜCÜSÜ

Seviye 5

2

12UY0071-3

ARMÜRLÜ DOKUMA KUMAŞ DESEN HAZIRLAMA ELEMANI

Seviye 3

3

12UY0072-4

ARMÜRLÜ DOKUMA KUMAŞ DESİNATÖRÜ

Seviye 4

4

12UY0111-3

AYAKÇI (DERİ/KÜRK HAZIR GİYİM)

Seviye 3

5

12UY0116-4

DERİ İŞLENTİ OPERATÖRÜ

Seviye 4

6

13UY0148-3

HADDECİ

Seviye 3

7

13UY0148-4

HADDECİ

Seviye 4

8

11UY0038-4

İPLİK OPERATÖRÜ

Seviye 4

9

15UY0218-2

İŞARETÇİ

Seviye 2

10

12UY0073-3

JAKARLI DOKUMA KUMAŞ DESEN HAZIRLAMA ELEMANI

Seviye 3

11

12UY0074-4

JAKARLI DOKUMA KUMAŞ DESİNATÖRÜ

Seviye 4

12

15UY0234-3

KARTONPİYER UYGULAYICISI

Seviye 3

13

12UY0113-4

KESİMCİ (DERİ/KÜRK HAZIR GİYİM)

Seviye 4

14

12UY0115-3

KESİMCİ (SARACİYE)

Seviye 3

15

12UY0088-3

LİMAN FORKLİFT OPERATÖRÜ

Seviye 3

16

12UY0064-3

LİMAN SAHA İSTİF MAKİNELERİ OPERATÖRÜ (CRS VE ECS)

Seviye 3

17

12UY0112-4

MODEL MAKİNECİ (DERİ/KÜRK HAZIR GİYİM)

Seviye 4

18

12UY0077-5

OTOMASYON SİSTEMLERİ PROGRAMCISI

Seviye 5

19

14UY0193-4

OTOMOTİV KONTROL, TEST VE AYAR İŞÇİSİ

Seviye 4

20

13UY0120-4

TARİHİ ESER KORUMA VE RESTORASYON ELEMANI

Seviye 4

21

13UY0120-5

TARİHİ ESER KORUMA VE RESTORASYON ELEMANI

Seviye 5

22

14UY0200-3

TAŞLAMA TEZGÂH İŞÇİSİ

Seviye 3

23

14UY0200-4

TAŞLAMA TEZGÂH İŞÇİSİ

Seviye 4

24

12UY0089-4

YÜKSEK GERİLİM KABLO AKSESUARLARI MONTAJCISI

Seviye 4

25

12UY0090-4

YÜKSEK GERİLİM TEÇHİZATI TEST ELEMANI

Seviye 4

26

12UY0090-5

YÜKSEK GERİLİM TEÇHİZATI TEST ELEMANI

Seviye 5

 

10.YABANCILAR İÇİN VERİLECEK EKSİK GÜN NEDENLERİ 

18/3/2019 tarihinde yayınlanan 4331865 sayılı SGK Genel Yazısıyla yabancı uyruklu sigortalılar için seçilebilecek eksik gün nedenleri; 

1-İstirahat, 4-Gözaltına Alınma, 5-Tutukluluk, 8-Grev, 9-Lokavt, 10-Genel Hayatı Etkileyen Olaylar ve 11-Doğal Afet kodlarıyla sınırlandırılmıştır.

Söz konusu sınırlama nedeniyle e-Bildirge programlarında gerekli güncellemeler yapılmış ve yabancı uyruklu sigortalılar için belirtilen eksik gün nedenleri dışındaki kodların seçimi kısıtlanmıştır.

Yine aynı genel yazıda sigortalının işyeri ile ilişiğini kesmeden geçici süreli olarak yurt dışına çıkması durumunda bu süreler için eksik gün bildirimin yapılabileceği ifade edilmiştir.

Buna göre işyeri ile ilişiğini kesmeden geçici süreli olarak yurt dışına çıkılması durumunda ülkeye giriş ve çıkış tarihlerinin de dikkate alınarak kişinin yolda geçireceği süreler için; 

• Ülkeden çıkış günü hariç olmak üzere iki gün, 

• Yine ülkeye giriş tarihi hariç olmak üzere iki günü geçmemek üzere yolda geçen sürelerin de dikkate alınması suretiyle bu süreler için de işverenden aylık prim ve hizmet belgesi istenmeyeceği belirtilmiştir.

Ancak 18.03.2019 tarihli SGK genel yazısı sonrasında gerek sigortalının birden fazla belge ya da kanun türünden bildirilmesinin gerektiği hallerde (5746 AR-GE teşviki, yeraltında ve yer üstünde çalışan sigortalılar, sağlık hizmet sunucularında fiili hizmete tabi çalışan sigortalılar vs.) gerekse de yabancı uyruklu öğrencilerin bildirimlerinde birtakım sorunlar ortaya çıkmıştır.

Söz konusu sorunlara çözüm bulunabilmesi için 12/11/2019 tarih ve E.17519684 Sayılı SGK Genel Yazıyla yeni eksik gün kodlarının oluşturulduğu belirtilmiştir.

Buna göre;

  • Üniversitelerde kısmi zamanlı çalışan ya da okullarında staja tabi tutulan yabancı uyruklu öğrenciler için 7, 22, 42 ,43, 49 ve 50 numaralı belge türleri ile sınırlı olmak üzere söz konusu eksik gün kontrolü kaldırılmıştır.
  •  Malullük yaşlılık ve ölüm sigortası primi ödenmeksizin sadece genel sağlık sigortası primi ya da kısa vadeli sigorta kolları primi ödenen yabancı uyruklu sigortalılar için 19 ve 46 numaralı belge türleri ile sınırlı olmak üzere söz konusu eksik gün kontrolü kaldırılmıştır.
  • Aynı sigortalının birden fazla belge ya da kanun türünden bildirilmesinin gerektiği hallere (5746 ARGE teşviki, yeraltında ve yer üstünde çalışan sigortalılar, sağlık hizmet sunucularında fiili hizmete tabi çalışan sigortalılar vs.) ilişkin olmak üzere eksik gün nedenlerine “25-Diğer belge/kanun türlerinden gün tamamlama” adında bir eksik gün nedeni ilave edilmiştir.

Ayrıca bu kapsamda bildirimi yapılacak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sigortalılar ile yabancı uyruklu sigortalılar için bu eksik gün nedeninin seçilmesi gerekmektedir.

  • Çalışmakta iken işyeri ile ilişiği kesilmeksizin geçici olarak yurtdışına giden yabancı uyruklu sigortalıların eksik günleri ile ilgili olarak “21-Diğer Ücretsiz İzin” kodunun seçilebilmesi yönünde e-Bildirge programlarına gerekli kontroller ilave edilmiştir. 

11.MUHTASAR PRİM VE HİZMET BEYANNAMESİNE UYUM SAĞLAMAK AMACIYLA SGK SİCİL NUMARASI İLE VERGİ KİMLİK NUMARALARININ KONTROL EDİLMESİ GEREKTİĞİ 

Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesinin (MUHSGK) Türkiye genelinde uygulamaya geçeceği tarih 01 Ocak 2020 olarak belirlenmiştir. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından MUHSGK uygulamasının erteleneceğine dair henüz bir açıklama yapılmamıştır.

Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu e-Bildirge programında uyarı yapılarak; sisteme uyum sağlamak üzere SGK sicil numarası ile vergi kimlik numaralarının uyumlu olup olmadığının işverenlerce kontrol edilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Bu bakımdan işyerinin SGK işyeri tescil sisteminde kayıtlı vergi kimlik numarasının kontrol edilerek, kayıtlı vergi kimlik numaranızın hatalı olması durumunda gerekli güncellemelerin yapılabilmesi amacıyla işyerinin işlem gördüğü sosyal güvenlik il müdürlüğüne/sosyal güvenlik merkezine müracaat edilmesi gerekmektedir. 

12.GAZETECİLERİN FAZLA MESAİ ALACAKLARINA UYGULANAN FAİZ MİKTARINI DÜZENLEYEN MADDENİN İPTALİ HAKKINDA ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

5953 Sayılı Basın İş Kanunun ek 1. Maddesinin sekizinci fıkrası; “Fazla çalışma ücretlerinin gününde verilmemesi halinde, her geçen gün için %5 fazlasıyla ödenir” şeklindedir.

Diğer işçilerden farklı olarak gazetecilere ücret ve fazla çalışma ücreti alacaklarının zamanında ödenmemesi hâlinde ise temerrüt şartı dahi aranmaksızın borcun günlük yüzde beş, yıllık yüzde 1825 fazlası ile ödenmesi gerekmekteydi. 

Ancak Bakırköy 13. İş Mahkemesi, ödenmeyen fazla çalışma ücretinin günlük yüzde beş fazlası olan alacaklarının tahsiline ilişkin bakmış olduğu davada diğer işçilerden farklı olarak gazetecilere ölçülülük ilkesine aykırı bir düzenleme yapıldığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine başvurmuştur. 

Başvuru sonucunda 5953 Sayılı Kanun’un ek 1. Maddesinin sekizinci fıkrası; “Fazla çalışma ücretlerinin gününde verilmemesi halinde, her geçen gün için %5 fazlasıyla ödenir” hükmünün iptali istenmiştir.

Anayasa Mahkemesi, başvuru üzerinde yapmış olduğu incelemede basın sektöründe çalışanlar için diğer çalışanlara göre nesnel ve makul bir nedenle de olsa orantısız bir farklı muamelenin getirildiği kanaatiyle 5953 Sayılı Kanun’un ek 1. Maddesinin sekizinci fıkrasının iptaline karar vermiştir. (Resmî Gazete Tarih: 19.11.2019)

Anayasa Mahkemesinin iptal kararında belirtilen özellikli hususlar şöyledir;

• Toplumu doğru bilgilendirme gibi önemli görevleri bulunan gazetecilerin bu görevi yerine getirirken işverenin etkisinden mümkün olduğu kadar arındırılmaları ve bunun için de ücretlerinin güvence altına alınması gerekmektedir. Bazı alacakların gününde ödenmemesi hâlinde günlük yüzde beş fazlasıyla ödenmesi gerektiği yönündeki düzenlemenin amacının da toplumu doğru bilgilendirme görevi olan gazetecilerin ücret ve fazla çalışma ücreti alacaklarını güvence altına almak olduğu anlaşılmaktadır.

• Ancak getirilen sınırlamanın orantılı bir tedbir olup olmadığı da değerlendirilmelidir. Kişilerin iktisadi faaliyetlerini etkileyebilecek düzenlemeler açısından orantılılık ilkesi kamu yararı ile kişinin teşebbüs hürriyetinden yararlanabilmesi arasında makul bir denge kurulma gerektirmektedir. Bir başka ifadeyle işverenin teşebbüs özgürlüğü ile gazetecilerin ve toplumun çıkarları arasında makul bir denge kurulmalıdır. Bu bağlamda fazla çalışma ücreti alacaklarının zamanında ödenmemesi durumunda uygulanacak yaptırımın teşebbüs sahiplerine aşırı ve katlanılamaz bir külfet yüklememesi gerektiği açıktır.

 • Ülkemizde reel enflasyon ve yasal faiz oranları dikkate alındığında yılda yüzde 1825 oranında fazla ödemeye ulaşabilen sorumluluğun orantılı bir sınırlama öngördüğü söylenemez.

• Yüzde beş fazla ödemenin yılda yüzde 1825 oranına ulaşabilmesinin yanı sıra fazla çalışma ücreti esas ücretle birlikte ödenecek olup 4857 sayılı Kanun’dan farklı olarak ücret ve fazla çalışma ücretinin ödenme zamanının 5953 sayılı Kanun’da belirlenmiş olması nedeniyle gazeteciler yönünden temerrüt şartı da aranmayacaktır. Bir başka ifadeyle ücretin ödenme zamanı kesin biçimde Kanun’da gösterildiğinden ücret alacağı ile yüzde beş fazla ödeme talep edebilmek için işverenin temerrüde düşürülmesi dahi gerekmemektedir. Bunun yanı sıra yüzde beşlik fazla ödemeye faiz yürütülmesi de mümkün olup fazla çalışma ücreti alacağı ile yüzde beşlik fazla ödemeye ayrıca yasal faiz uygulanabilecektir.

• Gazetecinin fazla çalışma ücretini korumak, elde edemediği fazla çalışma ücretinin zamanında ödenmesini sağlamak için kuralla getirilen ekonomik tedbirin ağırlığı dikkate alındığında, böyle bir ödemeye karar verildiğinde ulaşılan miktar, işverenin ekonomik varlığını ve geleceğini ağır bir şekilde etkileyebilecektir.

• Diğer iş kollarına göre farklı çalışma tarzı ve demokratik bir toplumda sahip olduğu önemli rol nedeniyle gazetecilerin ücret alacağının teminat altına alınması amacıyla özel düzenlemeler yapılması kanun koyucunun takdirindedir. Ancak itiraz konusu kural gereğince fazla çalışma ücreti alacaklarının zamanında ödenmemesi durumunda temerrüt şartı dahi aranmaksızın günlük yüzde beş, yıllık yüzde 1825’e varan oranda fazla ödeme yapılması zorunluluğunun ve bu fazla ödemeye yasal faiz uygulanması sonucunda fazla çalışma ücreti olarak ödenmesi gereken çok yüksek meblağların ortaya çıkması hukuk devletinin gereklerinden olan adalet ve hakkaniyet ilkeleriyle de bağdaşmamaktadır.

• Fazla çalışma ücreti alacaklarının zamanında ödenmemesi durumuna ilişkin olarak 4857 sayılı Kanun’a tabi olarak çalışan işçiler bakımından en yüksek banka mevduat faizinin uygulanması öngörülmüştür. Basın sektöründe çalışan gazetecilere fazla çalışma ücreti alacaklarının zamanında ödenmemesi durumunda ise günlük yüzde beş oranında fazla bir ödemenin düzenlendiği, bu yolla 5953 sayılı Kanun’a tabi çalışan gazeteciler ile diğer kanunlara tabi çalışan işçiler arasında bir farklılık yaratıldığı anlaşılmaktadır.

• 4857 sayılı Kanun’a tabi olarak çalışan işçiler yönünden fazla çalışma ücreti alacaklarının zamanında ödenmemesi durumuna ilişkin olarak en yüksek banka mevduat faizinin uygulanması öngörülmüştür. İtiraz konusu kural ise gazeteciler için fazla çalışma ücreti alacaklarının zamanında ödenmemesi durumunda temerrüt şartı dahi aranmaksızın günlük yüzde beş, yıllık yüzde 1825’e varabilen yüksek oranda fazla ödeme yapılması zorunluluğunu öngörmekte olup bu fazla ödemeye ayrıca yasal faiz uygulanmaktadır. Bu hâliyle kural, basın sektöründe çalışanlar için diğer çalışanlara göre nesnel ve makul bir nedenle de olsa orantısız bir farklı muamelenin getirilmesine yol açmaktadır. Bu itibarla kuralla gazeteciler lehine kabul edilen farklı muamelenin ölçülü olduğu söylenemeyeceğinden kural eşitlik ilkesiyle de bağdaşmamaktadır.

• Bu gerekçelerle; 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’un ek 1. maddesinin sekizinci fıkrasının ikinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.